h Dolar 34,3869 % 0.47
h Euro 36,8522 % 0.47
h Altın (Gr) 2.968,04 %-0,25
Ankara 12°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
  • Yurt Gündem
  • Ekonomi
  • Akkuyu NGS, dünyanın gelişmiş en modern güvenlik sistemleriyle donatılıyor

Akkuyu NGS, dünyanın gelişmiş en modern güvenlik sistemleriyle donatılıyor

Mersin’de inşası süren ve Türkiye’nin ilk nükleer santrali olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesi, ülkenin enerji ihtiyacına ve ekonomisine yapacağı büyük katkıların yanı sıra, dünyanın en gelişmiş güvenlik sistemlerini içeren tasarımıyla da dikkat çekiyor.

Rusya, ABD, AB, Hindistan, Çin, Japonya gibi ülkelerin katılımıyla Fransa’da bir araştırma merkezinde yürütülen dünyanın en büyük füzyon projesi ‘ITER’de (Uluslararası Termonükleer Deneysel Reaktör), reaktör tasarım mühendisi olarak görev yapan Dr. Can Turgut, Akkuyu NGS’nin aynı anda meydana gelebilecek birden çok ciddi kaza senaryosunun, doğal afetlerin yanı sıra, birden fazla güvenlik ya da reaktör ekipmanının aynı anda çalışmaması gibi durumların da göz önüne alınarak tasarlandığını söyledi. Turgut, santralde kullanılan ve 3+ nesil reaktör olarak kabul edilen VVER reaktörlerinin yangın, deprem, tsunami, terör saldırısı ve sel gibi birçok ciddi kaza ve afet senaryosuna dayanıklı teknoloji ile donatıldığının altını çizerek, “Akkuyu NGS, olası tüm senaryolar ve kombinasyonlar dikkate alınarak en üst ve en gelişmiş seviye güvenlik sistemleri ile donatılıyor. Santralin güvenlik sistemleri, aktif ve pasif sistemlerini bir araya getirmektedir. Aktif güvenlik sistemleri, güç kaynağı ile beslenirken, pasif güvenlik sistemleri, dış güç kaynağı ve personele ihtiyaç olmaksızın gerekli koşullarda devreye girecektir. Böylece, bu sistemler birbirini tamamlamaktadırlar” dedi.

NGS’ler güvenlik kültürü önceliktir

Yaz aylarında NGS inşaatı yakınlarına ilerleyen orman yangınlarının ardından bazı gruplar tarafından dile getirilen, ’yangın Akkuyu NGS faaliyetteyken çıksaydı büyük bir felaket yaşanırdı’ iddiaları da uzmanlara göre gerçeği yansıtmıyor. Nükleer Mühendisler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Nükleer Enerji Yüksek Mühendisi Korcan Kayrın, bir nükleer santral için güvenlik kültürünün öncelikli olduğunu belirterek, şunları söyledi; “Dünyanın ilk nükleer santrali Obninsk NGS’nin kurulduğu 1954 yılından bu yana bu teknoloji hızla gelişiyor. Nükleer alanda değişime yön veren unsur ise her zaman güvenlik kültürü olmuştur. Bu kültür, santral içinde yer alan radyoaktivitenin dışarı çıkmasını önleyen farklı katmanları içeren derinlemesine güvenlik prensibi ile desteklenmiştir. Aynı mantık ile bir nükleer santral deprem, sel, yangın, uçak çarpması gibi dışarıdan gelebilecek herhangi bir tehlikeyi de bertaraf edecek şekilde tasarlanır. Bu nedenle nükleer santraller bu tip çevresel durumlardan da en az seviyede etkilenirler. Akkuyu NGS gelişmiş güvenlik sistemlerini içeren modern teknolojisinin yanı sıra acil durumlar için oluşturulan önlem ve kontrol sistemleri ile de öne çıkıyor. Hatta yangın, sel deprem gibi doğal afetlerde çevresinde yaşayan insanlar için güvenilir bir sığınak görevi bile görebilir.”

“NGS’ler ve termik santraller birbiriyle karıştırılmamalı”

Dr. Can Turgut ise özellikle yangın benzeri doğal afetler göz önüne alındığında termik santrallerle nükleer santraller arasındaki ayrımın iyi yapılması gerektiğini belirtti. Turgut, “Termik santrallerde elektrik üretimi doğrudan yanma reaksiyonuna bağlıdır. Yani termik santrallerde buhar üretiminde kullanılan kömür, doğal gaz ya da petrol gibi malzemeler yanıcı maddelerdir. Bu sebeple termik santral yakıtının dış etkilerden korunması gerekmektedir. Nükleer reaktörlerde ise buhar üretimi kimyasal yanma sonucu değil, nükleer fizyon reaksiyonu sonucu ortaya çıkar. Bilinmelidir ki, yeni nesil nükleer güç santralleri yangınlar da dahil olmak üzere iç ve dış birçok kaza senaryosu değerlendirilerek tasarlanmıştır. Nükleer santrallerin tasarım prensibi kazaların olmasını önlemek olduğu gibi, alınan tüm önlemlere rağmen oluşabilecek kazaların kontrolü ve kazanın ekolojik/toplumsal etkilerini en aza indirecek şekildedir” ifadelerini kullandı.

Önlemler ulusal ve uluslararası standartlara göre alınıyor

Nükleer santrallerde alınan güvenlik önlemleri ulusal ve uluslararası standartlara göre belirleniyor. ITER Reaktör Tasarım Mühendisi Dr. Can Turgut, bu önlemleri şöyle sıraladı; “Nükleer santrallerde bulunan pasif ve aktif güvenlik sistemleri sayesinde bir veya birden çok bölgede oluşabilecek kazalar düşünülerek güvenlik sistemlerinin her koşulda çalışması amaçlanmıştır. Bunların yanında belirli periyotlarda düzenli olarak yapılan testler ve bakımlar olası kaza riskini en aza indirirken, oluşabilecek kaza durumlarında güvenlik sistemlerinin yerinde ve zamanında çalışması garanti altına alınır.”

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

ATO Başkanı Baran: “Ülkemizi girişimci liginde üst sıralara taşıyacak adımları atmalıyız”

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez kullanmaktayız. Sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş olursunuz.